Kahveme Atılan Şeker

İlk günden başlamalı senden bahsetmeye. Ansızın karşıma çıkışın, hiç tanımıyorken seni, en derinden çok tanıdık gelişin.

İlk An!

Sanki sabah telefonla görüşüp akşamına buluşmak gibiydi o an. Sanki ömrüm olmuştun da ben sana hasret kalmışım gibiydi. İnsan insanla tokalaşır da; ben seninle ebediyete kapı araladım sanki elini tutunca. Ansızın hissedilen ve derinlere işleyen o ellerinin sıcaklığı gülüşün ile birleşince amansız olan geldi başıma. Gözlerin vardı da sanki ben ilk defa bir çift göz gördüm ömrümce. Bir gülüşün vardı gözlerine ışık tutan, bir gülüşün vardı içimde ki karanlığı aydınlatan. Ben cenneti hiç görmedim. Ölünce de oraya gitmek içindir dualarım. Bana çok güzel bir yer olduğu ve iyi insanların cennet ile ödüllendirileceğini anlatırlardı büyüklerim. Ölünce gidilebilirmiş oraya. Ben senin gülüşün ile gözlerini görünce cennete kavuşmak için ölmeye gerek kalmadığını anladım. Kalbimin tekrar atışı ile anladım senin bana gönderilen en değerlim olduğunu. Ama ben korkak bir çocuktum o zamanlar. Sen karşımda kanlı canlı durduğun halde Ne dilim vardı konuşmaya, ne de gözlerim anlatabildi yalnızlığımı. Kafam da gerekli gereksiz o kadar çok şey vardı ki yüreğimde çok farklı değildi hani. Bir oda düşün, hırsız gelmiş bütün eşyaları dağıtmış, sandalyesi yıkılmış, dolapları parçalanmış, masası ise iki büklüm, yüklerini kırılmaktan anca kurtarmış. Odam sana layık değildi. Senin güzelliğine yakışmazdı. Benim seni korumam gerekti ve gönlümde ki harabede zarar görmene müsaade edemezdim. Mecburen bir adım gerinde kaldım. Hep gözlerim sendeydi. Seni izliyor gülüşünde mutlu oluyor, derdinde sana fark ettirmeden bende ağlıyordum. Sana faydam dokunmalıydı. Senin ağlamaman gerekti. Madem buna engel olamıyorum bende oturup ağlarım işte. Seninle aynı kefede olurum. Bak eşitiz işte diyebilmek için.

Bir Zaman Sonra!

İstemeyerek de olsa aramıza mesafe girmesine göz yumdum. Sana kavuşacağım günü bekledim. Zaten derdim çoktu gelişine kadar anca toparlardım. Bu defa gönlümde ki harabeden başladım temizliğe. Sandalyemi en sağlam şekilde monte ettim. Dolapları kimse yıkamaz, masamın üstüne bir ton koysalar deprem de dahi yıkılmaz . Hepsi senin içindi. Senin gelişin içindi. Geldiğinde ise çok başkaydı gelişin. İlk gördüğüm zaman ki sen değildin. İlk gün ki gülen gözlerin bu defa ayrı güzel gülüyordu bana. Sadece bir çift göz değildi bana bakan. Gülüşüne zaten bir sözüm yok. Doğal antibiyotik resmen. İyi ki temizlik yapmışım ve kalbimde ki yerini hazır etmişim. Galiba bu sefer kalbime kurulacak ve bir ömür misafirim olacaksın gibi geliyor.

Ve Karar (!)

Korkma! bu defa eskisinden daha güzel bakacağım sana. Senin o tatlı gülüşünü tekrar görebilmek için beklemek yerine mücadele etme zamanım artık. Bu defa vazgeçmek yok. Ne olursa olsun seninle mutlu olmak için yaşayacağım. Ellerimi uzattım sana. Gel tut ellerimi, ikimizde sonsuza kadar ömür olalım birbirimize, gel tut ellerimi ki sana hasretim dinsin. Gel tut ellerimi de sana hazırladığım yepyeni tahtında güvenle sol yanıma kurul. Artık korkmuyor bu çocuk. Sadece sana ihtiyacı var.

ADAM…

Yorumlar

Popüler Yayınlar