Bir Tutam Kahve

Geceleri kahvelerime ortak olup,  ileriye dönük düşüncelerimde bana eşlik eden ve beni yutmaya çalışan yalnızlığa en güzel tekmemi atmama yardım eden bloğum. Aslında sen benim aynada batığım yüzüm, kendimle baş başa kalışım, itiraflarım ve kabulleniş sürecimsin. Konuşmak zor gelir bazen insana ama yazmak, konuşmaktan biraz daha kolay geliyor bazen. Bugün sana yalnızlığımı itiraf edeceğim. Ve böyle bir hatayı nasıl yaptığımın bile farkında olamayışım sebeplerini daha kesinleştirmiş değilim.  Birkaç hafta, ay veya yıl unuttum saymayı ama çok uzun bir süre onu biliyorum. Bu süre zarfında bekar takılan, arkadaşlarım ile gezen, bazen evde tembellik kelimesini canlı canı yaşayan ve kalan süreden bir hayır beklemeyen biri olarak, bir gün ansızın gelen tatlı bir telaşın haberi ile bir toparlanma ve ciddiyete kavuştum. En yakın iki kardeşimin mutluluğa yelken açtıklarını ve evliliğe doğru gittiklerini öğrendik sağ olsunlar mutluluk haberlerini eşlerine, dostlarına yaymaya vesile oldum.  Davetiyelerini tasarlayıp basımını yapmanın gururu zaten tartışılamaz. Tatlı telaşelerine bizde ortak olduk ve gün geldi kına ve düğünde eğlenmeye.  Güzel başlayan törenimiz bizi de uzun süredir göremediğimiz abilerimiz, kardeşlerimiz ile buluşturunca daha da keyifli hale geldi.

Devamında Olanlar!

Evet, gün eğlenme ve kardeşlerimizin mutluluğuna ortak olma günüydü.  Bizler eğlenceye başlamış yüzümüz güleç oyunlarda iken bir anda aklıma düşen yalnızlığım bana bir kamyon çarpmış hissi vereceği aklımdan geçmiyordu. Çarpmanın etkisi ile bir ara oturdum ve bunu nasıl atlatabilirim diye düşünmeye başladım. Yaralarımı sarmam gerekti çünkü o an ne yeri ne zamanı idi bu yalnızlık hissinin. Bir yanımda düğün bir yanımda yalnızlık, tam ortasında da ben. Bu durumu atlatmaya çalışırken acaba gücüm var mıydı? Ne kadar hazırdım onu dahi bilmiyorum. Tek fark ettiğim yüreğimde ki sızı ve bir anda yere düşüp kırılan bardak gibi olmuş benliğim.  Kardeşlerimin mutluluğuyla bende mutlu oluyordum ama yetmedi yalnızlığı avutmaya. Bir sıcak el aradı ellerim, bir çift göze ihtiyacı vardı gözlerimin.  Sonrasında ise salondan çıktım oturdum bir kenara. Bir hava alayım toparlarım diye düşünmeye başladım. Artık içeride ki gürültü beni dışarıya itiyordu. Dışlanmışlık kelimesi sanki o an yanı başımda benim misafirim idi…

Bu Konu Uzun!

Ne kadar da çok yazsam da sevilmek istendiğimi, şuan faydalı olmayacak bana. O nedenle İçime doğan yalnızlığı bir kenara savurduktan sonra kardeşimin mutluluğuna ortak olmaya gittiğimden devam edeyim isterdim ama ona da dermanım kalmadı. Sana bu konuyu çok uzun anlatacağım diyordum ama ne kelimeler buna müsaade ediyor ne de gözlerim bunu destekliyor.  Bağışla bu defalık.
Neyse güzel dostum. Ben bir kahve daha içeyim. Size iyi bloglamalar.

ADAM...

Yorumlar

Popüler Yayınlar